Uzak galaksiler arasında kaybolmuş bir yıldızın ışığı gibi, evrenin derinliklerine açılacak bu pencere, insanlık tarihinin en büyük keşif yolculuğunu müjdeliyor. Titan’a yapılacak bu cesur görev, sadece bilimsel merakı değil, aynı zamanda insan ruhunun en karanlık köşelerine dair bir keşfi de beraberinde getiriyor. Üç cesur astronot, yıllarca süren hazırlıkların ardından, bilinmeyenle değil, kendi içsel korkularıyla yüzleşmeye hazır olmalıdır. Görevin teknik detayları, psikolojik ve duygusal sınırların aşılmasından çok daha az önem taşır. Titan’a ulaşmak için yapılacak tehlikeli sapan manevrasının geri sayımı başladığında, ekipten birinin gerçeklik algısı bozulur ve bu bozulma, görev planlarını ve ekip içindeki ilişkileri sarstığı gibi, Titan’a ulaşma hayalini bir hayatta kalma mücadelesine dönüştürür. Astronotlar, kendilerini beklenmedik tehlikelerle karşı karşıya bulur ve bu zorlu yolculuk, insanlık tarihinin en büyük keşif çabasının yalnızca bir başlangıcıdır.