Yakın bir gelecekte, Vatikan’ın derinliklerinde saklı kalmış bir keşif, insanlığı temelden sarsacak bir mucizevi buluşla sonuçlanır: Ölüleri diriltme yeteneği. Ancak bu güç, sadece günahsız ve 65 yaş altındaki inananlara yönelik bir lütuf olarak sunulur. Rahip Stanley için bu karar, hem manevi hem de kişisel bir dönüm noktası olur. Boşanmış ve trajik bir şekilde oğlunu kaybetmiş olan Stanley, oğlunun dirilişiyle birlikte büyük bir şaşkınlık yaşar.
Oğlunun tekrar hayata dönüşü, Stanley için hem sevinç verici hem de derin düşüncelere sevk eden bir olaydır. O, dirilişin perde arkasındaki gizemi çözmek için karanlık bir araştırma içine girer. Zamanla, Stanley, dirilenlerin sadece iyilik için değil, başka amaçlar için de kullanıldığını keşfeder. Bu keşif, rahibin içsel çatışmalarını derinleştirir: O, hem oğlunu kurtarmak hem de gerçeği açığa çıkarmak için kararlı bir şekilde mücadele eder. İçsel inançları ve dış dünya gerçekleri arasında sıkışan Stanley, insanlığın geleceğini etkileyen büyük bir seçimin eşiğindedir.