Başkan Washington D.C.’ye gitme görevi için seçilen Jake Harris, Polonya’daki kara bölge saldırısının ardından terör zanlısı Amin Mansur’un sorgusuna eşlik etme sorumluluğunu üstlenir. Ancak, bu görevin beklenmedik bir dizi olayın fitilini ateşleyeceğinden habersizdir. Amerika’da görev yapan kıdemli CIA ajanı Mike Marshall, operasyonun perde arkasındaki bilgiye sahip bir isimdir. Plan, Mansur’un hamile eşi Niesha’yı kullanarak, şüphelinin bir bombanın yerini açıklamaya zorlamak şeklinde oluşturulur. Ancak mahkum transferi tamamlanmadan önce havaalanı, liderliğini Robert Jackson’ın üstlendiği ağır silahlı, iyi eğitimli paralı askerler tarafından saldırıya uğrar. Harris, ani bir kaosun içine düşer ve acımasız teröristler tarafından havaalanı terminalinde kovalanır. Hayatta kalmak için savaşta öğrendiği becerileri kullanmak zorunda kalan Harris, beklenmeyen bir düşmanla karşı karşıyadır. Artık korkunç bir ölüm kalım savaşının tam ortasındadır ve sürekli bir hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Marshall ise uzaktan yönetmeye çalışsa da, Harris’in kararları ve yetenekleri, bu zorlu görevin üstesinden gelmede belirleyici olacaktır. Harris’in bu tehlikeli macerası, sadece teröristlerle değil, aynı zamanda kendi geçmişiyle de yüzleşmesine neden olur. Komplo ve ihanetin iç içe geçtiği bu görev, ulusal güvenliği değil, aynı zamanda Harris’in kişisel dünyasını da sarsacak bir dizi olaya ev sahipliği yapacaktır. Hayatta kalma mücadelesi, sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir sınavı da beraberinde getirecektir.