Ahmet, sıradan bir taksi şoförü olarak yaşadığı hayatın düzenini seviyordu. Sabah işe gider, akşam evine döner, hafta sonları annesinin organize ettiği nişan hazırlıklarıyla ilgilenirdi. Yaşamı, düz bir çizgide ilerleyen, olağan bir süreçti. Ancak bir gün, Leyla adında bir kadınla karşılaşması, bu tekdüze hayatı altüst etti. Leyla, olgun yaşına rağmen dinamik ve canlı bir terziydi. Onunla yaptığı sohbetler, Ahmet’in yıllardır içinde yaşadığı kabuğu kırdı. Artık her şeyin farklı olabileceğini düşünen Ahmet, Leyla’ya derin bir sevgi beslemeye başladı. İkili, kısa sürede birbirine aşık oldu ve geleceğe dair hayaller kurmaya başladılar. Fakat Ahmet’in bu yeni ve umut dolu hayatı, Leyla’nın geçmişinden gelen Semih ile sarsıldı. Semih, Almanya’da yaşayan eski bir sevgiliydi ve annesinin hastalığı nedeniyle geri dönmüştü. Ahmet, Leyla’nın Semih’le olan geçmişiyle mücadele etmek zorunda kalırken, Leyla da hem Ahmet’e olan sevgisini hem de geçmişin izlerini taşıyan duygularını sorgulamak zorundaydı. Bu ilişkide her şey bir anda karmaşıklaştı ve Ahmet, sıradan hayatının çok ötesinde bir fırtınanın içine sürüklendi.