Leydi Sarah Ashley, İngiliz aristokrasisinin zarif ve lüks yaşam tarzında kendini kaybolmuş hissederken, kocasının ona olan sadakatini sorgulama noktasına gelir. İçindeki belirsizlik, onu Avustralya’nın zorlu ve uzak taşrasına sürükler. Uzun ve yorucu bir yolculuğun ardından, devasa sığır çiftliği Faraway Downs’a varır. Bu çiftlik, onun kocasıyla yüzleşme niyeti taşıdığı yerdir, ancak kocasının gizemli ölümü, Sarah’nın tüm planlarını altüst eder. Eşinin geride bıraktığı büyük bir arazi ve çözülmemiş meseleler, Sarah’nın karşılaştığı engellerden sadece birkaçıdır. Bu durum, acımasız bir sığır baronu olan King Carney’nin de dikkatini çeker; Carney, Sarah’nın kocasının mirasını ele geçirmek için sinsice planlar yapmaktadır. Ancak Sarah, bu tehdide karşı direnmeye kararlıdır. Çiftliğini ve mirasını korumak için, işinde oldukça güçlü bir sığır yetiştiricisiyle beklenmedik bir ortaklık kurar. Bu birliktelik, Sarah’nın hem topraklarını hem de geleceğini koruma çabasına büyük katkı sağlayacaktır. Zamanla, bu zorlu mücadele, Sarah’nın kendini bulma yolculuğuna da dönüşecektir, zira güçlü bir kadın olarak kendi kaderini tayin etmek için gerekli cesareti bulacaktır.