Güneyin o huzurlu kasabası, bir zamanlar şenliklerle dolu sokaklarıyla tanınırken, şimdi cinayetlerin izleriyle kana bulanmıştı. Seri katil, geceye korku salarak kasabanın masumiyetini kirletiyordu. Her yeni gün, yeni bir cesedin ortaya çıkmasıyla, kasabanın sakinleri arasındaki güven duvarları paramparça oluyordu.
Gecenin karanlığında, dedektifin aydınlığa ihtiyacı vardı. Ancak ne kadar ararsa arasın, karşısına çıkan her ipucu, kasabanın derinliklerindeki korkunç sırları daha da açığa çıkarıyordu. Kasabanın karanlık geçmişi, geleceğiyle sinsi bir şekilde örülmüş gibiydi.
Eskiden dostlukların yeşerdiği bu topraklarda, artık kimse gözünün arkasına bakmadan dolaşamıyordu. Cinayet sarmalı herkesi içine çekiyor, dedektifi de kasabanın gizemli sularında boğulmak üzereydi. Geçmişiyle yüzleşmeden, bu karanlık rüyanın sonunu getiremeyecekti.