Bambu ormanlarının içinde sabah, huzurlu bir melodi gibi çalarken, Pang’ın hayatında beklenmedik bir fırtına kopar. Neşeli hayvanların şarkıları, aniden en yakın arkadaşı Jielong’un kaçırıldığına dair gerçeği açıklar. Jielong bir ejderha olmanın ötesinde, Pang için o, ruhunun bir parçasıdır. Kaçırıldığının duyulmasıyla birlikte, hemen Afrika’ya doğru yola çıkmaya karar verir. Ancak, bu bilinmezlik dolu kıta ona pek çok tehlike sunmaktadır: güçlü su aygırları, sinsice bekleyen sırtlanlar ve korkutucu goriller. Ama Pang, yalnız değildir; cesur dostları bu mücadelede ona eşlik edecektir. Kendi içsel gücünü keşfederken, bu yolculuk sıradan bir arayıştan fazlasına dönüşür. Aynı zamanda, bir ailenin yeniden bir araya gelme duygusunun en üst noktasına ulaşır. Zamanla yarışırken, geçmişiyle yüzleşme fırsatı bulur ve geleceğini de yeniden şekillendirmeyi dener. Her atılan adım, ona Jielong’a bir adım daha yakınlaşma imkanı sunar ve karşında yeni dostluklar oluşturarak mücadele ruhunu güçlendirir. Sonuç olarak, bu yalnızca bir yolculuk değil, içsel bir savaş halini alır.