Hayatının en zor dönemindeyken Bobby, artık bir çıkış yolu aramaktan başka çaresi kalmadığını anladı. Babasının mirası olan boks sporuna sığınmak, onun için son bir umut gibiydi. Ancak Bobby, yalnızca ileri derecede obez değil, aynı zamanda MS hastasıydı ve bu yolculuk onun için pek çok engelle doluydu. Yıllardır taşıdığı fazla kilolar ve hastalığı, onun bedenini olduğu kadar ruhunu da yormuştu. Fakat karşısına çıkan kararlı bir eğitmen, ona sadece fiziksel bir dönüşüm değil, ruhsal bir uyanış da vaat ediyordu. İlk başta her şey göz korkutucu olsa da, Bobby inatçı antrenmanlarla adım adım zayıflamaya ve güçlenmeye başladı. Her geçen gün, verdiği 154 kilo ile kendini yeniden keşfederken, aynı zamanda kaybettiği özgüveni de geri kazanıyordu. Bu süreç, ona sadece bir kilo kaybı değil, hayatına yeni bir anlam katma fırsatı verdi. Geçmişin derin yaralarını sararken, Bobby hayata bakışını tamamen değiştirdi. Artık yalnızca fiziksel değil, ruhsal olarak da çok daha güçlüydü ve bu yeni güç, ona gelecekteki tüm zorlukları aşma cesaretini verdi.