1972 yılında, Paris’in moda sahnesinde adeta bir yıldız gibi parlayan Karl Lagerfeld, o dönemin en dikkat çeken isimlerinden biriydi. Henüz 38 yaşındayken, Lagerfeld moda dünyasının önde gelen tasarımcıları arasında yer almak için hızla yükseliyordu. Ancak, onun hikayesi sadece bir başlangıçtı. Jacques de Bascher ile tanışması, Lagerfeld’in kariyerinde bir dönüm noktasıydı ve onun için yeni bir başlangıç anlamına geliyordu. Bu buluşma, Lagerfeld’in cesur hayaller kurma cesaretini artırdı ve kariyerindeki yükselişi hızlandırdı. Ancak, bu yükselişin ardında sert bir rekabet vardı. Yves Saint Laurent ve Pierre Berge ile olan mücadelesi, Lagerfeld’in kariyeri üzerinde derin izler bıraktı. Ancak, bu rekabet aynı zamanda Lagerfeld’i geniş kitlelere tanıttı. Cesareti ve tutkusuyla moda dünyasında efsanevi bir figür haline gelen Lagerfeld, adını tarihe altın harflerle yazdırdı.