Bir akşamüstü, Alice Hart’ın hayatında eşi benzeri görülmemiş bir karanlık çökmüşken, çocukluğunun tatlı anıları hızla kayboldu. Yangının külü, ailesinin yaşadığı her şeyi yok etmiş ve küçük Alice’in geleceğini belirsizliğe sürüklemişti. Bu büyük kayıptan sonra, Alice, büyükannesi June’un Thornfield çiçek çiftliğine taşınmak zorunda kaldı. Çiftliğin yemyeşil bahçeleri ve rengarenk çiçekleri, ona doğanın sunduğu huzuru vadettiği kadar, aynı zamanda karanlık sırların da saklandığı bir yerdi. Çiftlikteki yaşam, Alice için başlangıçta bir kaçış noktası gibi görünse de, zamanla, unutulmuş bir ihanetin ve derin sırların yüzeye çıkmasıyla huzuru tehdit eden bir mekân haline gelecekti. Alice, geçmişin derinliklerinde saklı gerçeklerle yüzleşirken, huzur arayışının ötesine geçmek zorunda kalacak ve eski zamanların izlerini sürmeye başlayacaktı.