Berlin’in sessiz ve huzurlu köylerinden birinde, Vera ve Wolf Küper çifti, çocukları Nina ve Simon ile birlikte ideal bir hayat sürdüklerini düşünebilirler. Vera, hem ev işlerini hem de kısmi süreli işini başarıyla yürütürken, Wolf Birleşmiş Milletler’de iklim değişikliği üzerine çalışmalar yapmaktadır. Ancak, bu dışarıdan kusursuz görünen yaşam, ailenin içsel bir krizi sakladığını gizler. Bir gün, Nina’nın koordinasyon bozukluğu teşhisi konur ve bu durum ailenin dengelerini bozar. Genç çift, çocuklarının hastalığıyla başa çıkmaya çalışırken, aralarındaki ilişki üzerindeki baskılar artar. Wolf, Nina’nın “Hayatın en güzel anlarını sadece bir milyon dakika daha yaşamak istiyorum” dediği anı hatırladığında, ailenin yaşamı tamamen değişir. Bu dilek, onları beklenmedik bir serüvene yönlendirir. Yolda karşılaştıkları zorluklar ve güzellikler, ailenin içsel dünyalarını keşfetmelerine, birbirlerine olan bağlılıklarını yeniden değerlendirmelerine ve hayatın gerçek anlamını kavramalarına neden olur. Bu yolculuk, onları hem fiziksel hem de duygusal olarak sınar ve her bir aile üyesinin hayatındaki önemli değerleri yeniden gözden geçirmelerine yol açar.