Joe’un iş dünyasındaki başarısının zirvesinde geçirdiği günlerin ardında, sabahın ilk ışıklarıyla yeni bir gerçekle karşılaşacağını asla tahmin etmemişti. O sabah, gözlerini açtığında kendisini her zamanki konforlu yatak odasında değil, terkedilmiş bir değirmenin karanlık köşesinde buldu. Eski taş duvarların ve çürümüş ahşapların arasında sıkışmış, adeta bir açık hava hapishanesinin içinde kalmıştı. İçerisi, dışarıdaki hayatın tüm canlılığından uzak, soğuk ve sessiz bir ortam sunuyordu. Joe’un her adımı, her nefesi, bu korkunç hapishaneden kaçma mücadelesinin bir parçası haline geldi. Zamanla, hem fiziksel hem de zihinsel dayanıklılığını test edecek, zekasını ve cesaretini kullanarak bu labirentin içinden kurtulma yolunu bulmaya çalışacaktı.