Sıcak bir yaz sabahının yavaş yavaş şehir üzerinde hakimiyet kurduğu anlarda, dışarıdan bakıldığında her şeyin sıradan olduğu izlenimi vardı. Ancak, bu sıradan görünüm, bir CIA ajanının hayatında derin etkiler bırakacak bir olayın habercisiydi. Ajanımız, genellikle soğukkanlı ve ciddi bir görünüm sergilese de, aslında iç dünyasında espri anlayışı ve yumuşak kalbiyle tanınıyordu. Görevi, basit bir aile gözetleme işi olarak başlamıştı, fakat aniden dokuz yaşındaki küçük Sophie’nin hayatlarına dahil olmasıyla karmaşık ve tehlikeli bir hale geldi. Sophie’nin maceracı ruhu, ajanın sıradan görevini hem komik hem de heyecan dolu bir serüvene dönüştürdü. İkili, birlikte geçirdikleri bu süreçte gerçek dostluğun ve cesaretin anlamını keşfedeceklerdi. Görevinin ötesine geçen bu süreç, ajanın hayatında kalıcı bir iz bırakacak ve Sophie ile arasında güçlü bir bağ oluşacaktı.