Yılların ardından, hayatın acımasız döngüsünde kaybolmuş iki dost, kırık kalpleriyle bir cenaze töreninde yeniden buluştular. Ölen dostlarının anısına yaptıkları bu buluşma, intikam hırsıyla değil, geçmişin yükünü hafifletme arzusuyla doluydu. Eski anılara daldıklarında, yaşadıkları her anın kıymetini yeniden hatırladılar ve bir zamanlar ne kadar güçlü bir bağa sahip olduklarını idrak ettiler. İntikam planları yaparken bile, kalplerinde hala birbirlerine karşı derin bir sevgi ve saygı vardı. Ancak, beklenmedik bir şekilde, dul eşin gerçek yüzüyle karşılaştıklarında, tüm planlarını sorgulamak zorunda kaldılar. O, sadece bir kadın değil, aynı zamanda derin bir acı ve boşlukla yüzleşen bir insandı. Bu durum, dostluklarının derinliklerine ulaşan bir etki yaratırken, intikam hırsının yerini anlayış ve şefkat aldı.