Cohen Black uyandığında, hafızası adeta bir sis perdesinin arkasına saklanmış gibiydi. Kendi kimliği, son beş ay, hepsi belirsiz ve bulanıktı. Bu gizemi çözmek için zihninin derinliklerine dalmaya çalıştı. Bir balıkçı tarafından boğulmaktan kurtarıldığını hatırladı, ama olayın detayları sisliydi. Hastanede tek güvendiği kişi, hemşire Sofia Bloome’un şefkatli bakışlarıydı. Onun rehberliğinde zihnindeki karmaşa dağılmaya başladı. Tam o sırada, Cohen’in hayatı Dedektif Wyatt’in gölgesiyle sarsıldı. Wyatt, şehrin korkulu rüyası olan seri katilin izini sürüyordu ve her ipucu Cohen’e işaret ediyordu. Kendi kimliğini bulma çabası, bir anda onu bir cinayet zanlısı konumuna düşürdü. Gerçeği öğrenmek için çaresiz olan Cohen, hem kendi iç savaşıyla hem de dışarıdaki tehlikelerle boğuşmak zorunda kaldı. Sofia’nın desteğiyle geçmişine dair izleri takip ederken, Wyatt’in adımlarını da izliyordu.