Kürşat ve Sezen’in ilişkisi, derin bir tutkuyla yeşermişti. İlk tanıştıkları anda, kalpleri birbirine bağlanmış, sevgileriyle dolarak tüm dünyayı unutmuşlardı. Ancak bu aşk, bazen bir volkan gibi patlayacak kadar heyecanlı, bazen de fırtınalı denizler gibi dalgalandırıcıydı. Onların ilişkisi, tutku ve çekişme arasında gidip gelirken, birbirlerine olan bağları da her daim güçleniyordu. Ne zaman tartışsalar, ne zaman ayrılmak üzere olsalar bile, kalpleri birbirine karşı kayıtsız kalamazdı. Dış etkenlerin ilişkilerine karıştığı bir dönemde, sosyal medyanın karanlık yüzü onları sarstı. Dedikodular, yanlış anlamalar, gölge oyunları… Her şey, sevgilerini test etmeye hazırdı. Ama Kürşat ve Sezen, birbirlerini tutku dolu bakışlarla seyrederken, asla pes etmediler.