Hayatını monoton bir ofis rutini içinde sürdüren, dış dünyaya karşı belirsizlik hisseden biri olarak, her gün aynı şeyleri yapmaktan sıkılıyordu. Fakat geceleri, bilgisayarının başında başka bir dünyaya adım atıyordu. İnternetin maskeli kahramanı olarak, özgürlük hissi buluyor ve gerçek dünyanın sıkıcı kısıtlamalarından kurtuluyordu. Sanal dünyada, kendini ifade etme özgürlüğünün tadını çıkarıyor, hiç kimseye hesap vermeden düşüncelerini dile getirebiliyordu. Dijital maskenin ardına gizlenerek kendini daha güçlü, daha cesur hissediyordu. Ancak, gerçek hayattaki sorunlar ve belirsizlikler onu hala rahatsız ediyordu. Bir gün, beklenmedik olaylar silsilesiyle iki dünya arasındaki sınırlar bulanıklaşmaya başladı. İnternet üzerinde yaptığı bir yorum, gerçek hayatta büyük tartışmalara yol açtı. Maskesi olmadığı zamanlarda söylemeye cesaret edemeyeceği şeyleri, internette gizli kimliği altında özgürce ifade etmişti ve şimdi sonuçlarıyla yüzleşmek zorundaydı. Kontrolünü kaybediyor gibi hissetti ve ne yapacağını bilemiyordu. Gerçek kimliği ile sanal kişiliği arasındaki uçurum giderek derinleşiyordu. Artık kaçamayacağını ve gerçekle yüzleşmek zorunda olduğunu fark etti. Bu karmaşık durumla başa çıkmak için cesaretini topladı ve gerçek kimliği ile sanal kişiliği arasında bir denge kurmaya karar verdi. Belki de gerçek dünyada gösterdiği cesaret, sanal dünyada da işe yarayabilirdi. Belki de dış görünüşündeki belirsizlikle yüzleşmek, ona güç katacaktı.