1978 yılı, Şili için karanlık ve korkunç bir dönemin başlangıcıydı. Ülke, askeri diktatör Augusto Pinochet’in sıkı kontrolü altındayken, korkunç zulümlere ve vahşi işkencelere maruz kaldı. Bu çalkantılı ortamda, hayatlarının en korkunç günlerini yaşamaya hazırlıksız dört cesur kadın bulunuyordu. İki kız kardeş Andrea ve Camila ile kuzenleri Magdalena ve onun lezbiyen sevgilisi Julia, Şili’nin kırsal bir bölgesine bir ziyaret gerçekleştirmişlerdi. Ancak bu ziyaretleri sırasında bir adam ve oğlu tarafından vahşice saldırıya uğradılar. Kasabada yardım bulamayan kadınlar, bir çift polisin yardımıyla saldırganlarla yüzleşmeye karar verdiler. Ancak bu kararları, onları Şili tarihindeki en karanlık dönemlerden birinin izlerini keşfetmeye sürükledi. Yaşanan bu olayları araştırdıkça, saldırganların kanlarında Pinochet rejiminin korkunç mirasının izlerini buldular. Bu olaylar, kadınları en acımasız düşmanlarıyla yüzleşmeye zorlayacaktı.